|
Budva |
Balkan
turumuzun 5. gününde Karadağ’daydık, günün detaylarına geçmeden önce Karadağ
(İtalyanların verdiği adla Monte Negro, Hırvatların verdiği adla Crna Gora) hakkında genel bir bilgi vermek
istiyorum. Karadağ küçük bir ülke, başkenti Podgoritsa. Halkının büyük kısmını
Karadağlılar oluşturuyor, ondan sonra ülkede en çok Sırp var, daha az oranda da
Arnavut ve Boşnak yaşıyor. Para birimi euro. Kosova'dan sonra dünyanın en yeni bağımsız ikinci devleti.
|
Stradi Grad'dan Budva'nın görünüşü |
Bar, Budva'ya doğru yol alırken geçtiğimiz şehirlerden bir tanesi. Bar, korunaklı yer anlamına geliyor. Bar, Karadağ'ın modern şehirlerinden bir tanesi. Limanı ve mimarisi ile dikkati çeken bir şehir.
|
Budva sahil |
Turumuzun 5. gününün detaylarına dönecek olursak, Budva’daki Slovenska Plaza Oteli’nde kahvaltımızı
yaptıktan sonra panoramik bir Budva turu yaptık. Budva, Karadağ’ın en çok rağbet
gören şehirlerinden bir tanesi. Budva, küçük bir şehir, bu
yüzden şehir turumuzu yürüyerek yaptık.
|
Budva Stradi Grad (Eski Kent) |
Budva, Adriyatik kıyısındaki en eski yerleşim yerlerinden biriymiş. Kenti gezmeye Stradi Grad olarak
bilinen eski şehirden başladık. Şehri saldırılardan korumak için yapılan
surlarda dolaşmaya başladığınızda ara sokaklarda cafe-restoran ve butiklerin
yer aldığıı görüyorsunuz. Surlardan dışarı baktığınızda masmavi deniz ve kentin
güzelliği gözler önüne seriliyor. Kale içinde bir de Arkeloji Müzesi ve Santa
Maria Kilisesi yer almakta.
|
Budva-Kotor yolundan bir görüntü |
|
Yağmur sonrası denizin aldığı renk-Budva |
Budva
da Kotor gibi Avrupalı turistlerin ilgi gösterdiği tatil merkezlerinden bir
tanesi. Budva, temiz plajları ve gece hayatı ile Avrupa sosyetesinin uğrak
yerlerinden biriymiş. James Bond’un Royal Casino filmindeki kumarhane
Budva’daymış. Özellikle bu filmden sonra Karadağ’a olan ilgi artmış. Budva
rağbet gösteren turistlerin başında Ruslar geliyormuş. Biz ne yazık ki Budva’da
fazla kalamadığımızdan yapamadık ama siz buraya imkanınız varsa bir gün daha
fazla ayırmalı ve bir tekne turuna çıkmalısınız. Yine Budva yakınlarındaki
Petrovac kasabası da görülmesi gereken yerler arasında. Bu arada Budva’daki en
lüks otellerinden biri yine rehberimizin belirttiğine göre Otel Splendid’miş meraklısı için
bunu da belirtmiş olayım.
|
Sveti Stefan Adası |
Budva’dan
ayrılıp Kotor’a doğru yola çıktığımızda ilk durağımız, yol üzerinde gözümüze
çarpan bir ada oldu. Bu ada Karadağ’ın simgesi haline gelen ve ünlülerin adası
olarak bilinen Sveti Stefan Adası’ydı. Sveti Stefan Budva'ya 5 km uzaklıkta. 15. yy.da bir balıkçı köyü olarak kurulmuş, ada denizdeki gel-gitler yoluyla oluşmuş Köy, boşaltıldıktan sonra Sveti Stefan tarafından otele dönüştürülmüş.Dar bir yolla karaya bağlanan bu ada,
ünlü bir otel zinciri tarafından satın alınmış ve yüksek fiyatı ile pek çok
ünlü ve zengin misafiri ağırlamış. Otelde konaklamanın 1500 euro, adaya ayak
basmanın bile 20 euro olduğunu öğrenince tepeden fotoğraf çekmekle yetindik.
|
Kotor |
Sonraki
durağımız Avrupa jet sosyetesinin uğrak yeri olan Kotor’du. Budva-Kotor arası
30-40 dakika süren kısa bir yolculuk yaptık. Kotor Körfezi fiyort benzeri girintili, kıvrımlı bir yapıda. Buradaki koylarda özellikle son yıllarda çok fazla turizm tesisi kurulmuş.
|
Kotor-Stradi Grad |
Kotor’da da turumuza önce şehrin
eski yerleşim alanını (Stradi Grad-Eski şehir)gezmekle başladık. Bu alan şehir surlarının içindeki
bölgede yer alıyor. Şehrin merkezinde yer alan bu bölge, günümüze kadar korunabilmiş orta çağdan kalma bir yerleşim alanıymış Burası 12.-14. yy.dan kalma yapılar dolayısıyla UNESCO dünya mirası listesine alınmış. Birbirini kesen dar sokaklardan oluşan eski şehirde Aziz Tripun, Sv. Katerine Kilisesi ve Tarihi
Saat Kulesi gibi yerleri gördük.
Sahilde kurulan Kotor pazarını da şöyle bir gezdim ne var ne yok diye... Çok farklı bir şey gözüme çarpmadı açıkçası, ama burada vakit kaybetmemek için çok da detaylı dolaşmadım.
|
Kotor limanı |
Yolculuğumuz
esnasında rehberimiz Karadağlılar Balkanların en tembel topluluğu olduğundan
bahsetti. O kadar ki her Karadağlının yatağının başında koltuk olurmuş
yatmaktan yorulunca dinlenmeleri için :)
|
Kotor-Poçitel yolundan bir manzara |
|
Poçitel |
Kotor’da
geçirdiğimiz birkaç saatin ardından bir Osmanlı köyü olan Poçitel’e doğru yola
çıktık. Bu yol boyunca inanılmaz güzellikte bir manzara bize eşlik etti.
Adriyatik kıyısına paralel bir yolda kıvrım kıvrım koylar ve arada minik adalar
yer alıyordu.
|
Poçitel- kale, cami ve tepeden nehrin görünüşü |
Poçitel,
16. yüzyıldan kalma bir Osmanlı köyü, o günden bugüne dokusunu korumayı başarabilmiş. Köyde
evler dışında bir cami ve kale yer alıyor. Biz burada ne yazık ki yarım saat
kadar kısa bir mola verebildik ancak.Size Netrava nehrinin güzelleştirdiği manzarayı görebilmek için en yukarıya çıkmanızı öneririm. Birkaç saat duraklamanın yeterli olacağı bir yer burası.
|
Çarşının sonundan Mostar Köprüsü'nün görünüşü |
|
Köprünün altından ve diğer cepheden Mostar Köprüsü |
Poçitel’den
ayrıldıktan sonraki hedefimiz yaklaşık yarım saat uzaklıktaki Mostar’dı. Mostar, Bosna-Hersek’i oluşturan iki
parçadan biri olan Hersek’in başkenti. Mostar turumuza Mostar Köprüsü ile
başlıyoruz. 1557’de Mimar Sinan’ın kalfası Mimar Hayrettin’in inşa ettiği,
ancak 1993’te Hırvat topçu ateşiyle yıkılan köprü daha sonra 2004’te Türkiye’nin
büyük desteğiyle yeniden yapıldı. Mostar Köprüsü yapılırken orijinal malzeme ve
dönemin inşa teknolojisi kullanılmış.
|
Mostar'dan görüntüler |
|
1. foto köprünün bitiminde yer alan yazı
2. foto Mostar köprüsünün yıkılışı ile ilgili belgeselden bir kare |
Mostar
Köprüsü’nden geçtikten sonra köprünün bitiminde yer alan bir dükkanda köprünün
yıkılışı ile ilgili bir video gösteriliyor onu izledik. Ardından hediyelik eşyaların ağırlıklı olarak satıldığı çarşısını gezdik. Daha sonra ise
Koski Mehmet Paşa Camii’ne geldik. Caminin içinde zamanında Avusturya
imparatoru için hazırlanmış kilim de sergileniyor. Caminin bahçesinden Mostar Köprüsü’nün
manzarasını çekmek isterseniz 2 eoru ödemeniz gerekiyor.
|
Mostar'da su üzerine kurulmuş hoş mekanlar |
|
Bosna ve Balkanlar'ın meşhur köftesi cevabici ve ev baklavası-Europa Restoran |
Camiyi
de gezdikten sonra akşam yemeği için hemen caminin karşısında yer alan Europa
Restoranı tercih ettik. Burada da ana yemek olarak karşımıza Üsküp’te ve
Tiran’da olduğu gibi cevabi dedikleri köfte çıktı. Daha önce de bahsettiğim
gibi bu köfte bizim İnegöl köftesi olarak bildiğimiz köftenin aynısı.
Rehberimiz İnegöllülerin çoğunun Boşnak olduğunu ve İnegöl köftesinin de
kaynağının da cevabici denen bu Balkan köftesi olduğunu söyledi.
Mostar’dan
ayrıldıktan sonra Sarajevo’daki otelimiz o günkü son durağımızdı. Turumuzun 6.
ve son gününde sizlere Sarajevo’yu anlatacağım.
Diğer yazılarımda olduğu gibi bu uzun yazının altına da bir özet vermek istiyorum:
Para birimi
- Budva, Kotor: euro
- Poçitel Mostar: kayme
Nereler görülmeli?
- Stradi Grad (Eski Kent)
- Liman
Mostar
- Mostar Köprüsü
- Koski Mehmet Paşa (minaresine de çıkın)
- Çarşı
Poçitel
Ne yemeli?
- Budva'da deniz ürünleri
- Mostar'da cevabici (köfte), soğan dolması
Ne güzel bir gezi olmuş, güzel bir paylaşım, harika fotoğraflar :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
Sil