Karaburun
Gülbahçe-Balıklıova
İzmir'den Karaburun'a doğru giderken
rotanız üzerinde sizi harika bir manzara ve pek çok lezzet noktası bekliyor
olacak. Önce daha çok yazlıkçıların bulunduğu şirin tatil beldesi Gülbahçe'den geçeceksiniz.
Ardından Balıklıova karşınıza çıkacak. Burada özellikle denize paralel
sıralanmış pek çok balık restoranı göreceksiniz. Özal'ın Yeri, Garip'in Yeri,
Sezer'in Yeri gibi... Bunlardan birinde deniz kıyısında balık ve meze
çeşitlerinin tadına varabilirsiniz. Balık yemem derseniz buradaki Nazilli
Pidecisinin pideleri de çok meşhurmuş benden söylemesi.
Bir de Balıklıova'nın un kurabiyesi ünlü, burada bir fırında durup ekmek ve un kurabiyesi almanızda fayda var. Un kurabiyesinin klasik şekli dışında kakaolusu, susamlısı ve tarçınlısı da nefis. Balıklıova'dan hemen çıkar çıkmaz sağınızda Manzara Restoran'ı göreceksiniz, harika bir manzaraya sahip bu yerde yemek yemeseniz bile bir mola vermek gerekli. Özellikle denizin üzerindeki kısımda oturmak çok keyifli. Burada kahvaltının yanı sıra balık ve ızgara çeşitleri, ahtapot güveç, midye tava, kalamar gibi seçenekler mevcut.
Bir de Balıklıova'nın un kurabiyesi ünlü, burada bir fırında durup ekmek ve un kurabiyesi almanızda fayda var. Un kurabiyesinin klasik şekli dışında kakaolusu, susamlısı ve tarçınlısı da nefis. Balıklıova'dan hemen çıkar çıkmaz sağınızda Manzara Restoran'ı göreceksiniz, harika bir manzaraya sahip bu yerde yemek yemeseniz bile bir mola vermek gerekli. Özellikle denizin üzerindeki kısımda oturmak çok keyifli. Burada kahvaltının yanı sıra balık ve ızgara çeşitleri, ahtapot güveç, midye tava, kalamar gibi seçenekler mevcut.
Balıklıova konaklama açısından ise
sıkıntılı bir yer çok fazla seçeneğiniz yok, olanlar da temizlik ve hizmet
açısından maalesef umut vaat etmiyor. O yüzden napıyoruz, burada hiç kalmadan
Mordoğan'a doğru yolumuza devam ediyoruz. Yol üzerinde güzel bir denize sahip
Manal koyu var burayı da deniz için not alabilirsiniz.
Mordoğan
Yol hakkında duyduklarınız sizi hiç
endişelendirmesin Mordoğan'a kadar yeni yol yapıldığı için yol geniş ve rahat,
çok fazla araç yoğunluğu da yok. Kuş sesleri ve çiçek kokuları eşliğinde çok
keyifli bir yolculuk yapacağınız kesin.
Mordoğan'da denize girmek için en çok
tercih edilen plajlar Ardıç ve Ayıbalığı. Ayrıca Eski Mordoğan’ı ve iskeleyi gezebilirsiniz.
Ardıç Plajı
Ardıç geniş bir koy ve bu sebeple hafta sonları epey kalabalık oluyor. Denizi ise havanın rüzgarlı olduğu günlerde epeyce dalgalı. Burada halk plajının yanı sıra birkaç beach clup de var, bunlar arasında en bilineni Zuma beach.
Ayıbalığı Koyu
Ayıbalığı koyunda bir tane özel tesis var: Seal Beach. Buranın denizi çok soğuk ama bir o kadar da temiz ve berrak görünüyor. İnsana ıssız bir koyda yüzüyor hissi veriyor. Kıyıdaki kaya yapısı ise oldukça ilginç, burada harika fotoğraflar çekebilirsiniz. Tabii burada bir deniz ayakkabınız yanınızda olursa işiniz çok daha kolay olur. Buradaki tesisi genel olarak beğendim, ancak öğle yemeği için tercih ettiğim köftenin kokusu çok fenaydı bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Eski Mordoğan
Eski Mordoğan
olarak geçen kısımda köyü gezebilirsiniz, özellikle fotoğraf çekmeye
meraklıysanız eski Rum evleri ilginizi çekecektir. Bunun dışında bu bölgede
gezebileceğiniz yerler Ayşe Kadın Camii, Müesser Aktaş Tarih Evi ve Dilek
Pınarı.
Ayşe Kadın Camii
1332’de Aydınoğlu Umur Bey tarafından
yaptırılan bu cami, 1802’de Ayşe Kadın tarafından tamir ettirilmiş. Bu tarihi
cami, özellikle bahçesindeki heybetli çınar ağacı ve iç süslemeleri ile dikkati
çekiyor. Anlatıldığına göre caminin iç süslemelerinde Ayşe Kadın’ın çeyizinde
bulunan nergis, sümbül, karanfil gibi işlemeler motif olarak kullanılmış.
Müesser Aktaş Tarih Evi
Eski Mordoğan köyünün ortaokulu olarak 1932
yılında yapılan daha sonra ise bir süre kullanılmayıp kaderine terk edilen bina
şu anda Müesser Aktaş Tarih Evi olarak ziyaretçilere açık. Burada Müesser
Hanımın yıllardır biriktirdiği nostaljik giysiler, mutfak eşyaları ve eskiye
dair pek çok objeyi bulmak mümkün. Yörenin geçmişini yansıtan bu eşyalar
özellikle burada sergilenen pek çok şeye yabancı yeni nesil için ilgi çekici
olacaktır.
Dilek Pınarı (Narcissos)
Dilek Pınarı’nın mitolojik bir hikâyesi
var, buna göre orman perisi Ekho, Narcissos’a karşılıksız bir aşka tutulmuş,
hatta bu aşkla eriyip gitmiş, yok olmuş. Bunun intikamını aşk tanrıçası Afrodit,
Narcissos’u kendisine aşık ederek almış. Ormanda dolaşan Narcissos bir pınarın
suyunda daha önce hiç görmediği kendi yansımasına aşık olmuştur. Sonunda o da
bu aşktan Ekho gibi eriyip yok olur. Öldüğü yerde çok güzel bir çiçek, nergis
çıkar. Narsizm ve nergis çiçeğinin adı da bu hikâyeden geliyor. Hikâyede bahsi
geçen pınarın kuruduğunu ve şu an orada sadece bir dilek ağacı bulunduğunu söyleyeyim
de benim gibi hayalkırıklığı yaşamayın gidince.
Mimas Restoran
Yemek konusuna gelince ben Mordoğan'da iki
akşam kaldım, birinde balık diğerinde pide yemeyi tercih ettim. Balık için
hemen sahilin başında yer alan Mimas Restoran'ı seçtim, deniz kıyısında çok
keyifli bir ortamı ve çok hoş müzikleri var. Çalınan şarkılar kendinizi Yunan
adalarından birinde hissettiriyor. Ben burada kalamar, çipura ve birkaç çeşit
meze denedim. Meze çeşidi Ayvalık'takiler gibi çok değil, tadında da bir
fevkaladelik yok ama dediğim gibi ambiyans güzel. İnstagramdaki takipçilerim bana
burada Yakamoz Restoran'ı (özellikle deniz ürünlü okyanus böreğini), Beyzade
Restoran'ı ve Problemin Yeri'nde çorba içmemi ve Ödemiş Köftesi yememi önerdi
ama bunlar için zamanım olmadı. Belki siz değerlendirebilirsiniz.
Gürlük Pide
Gürlük Pide yine takipçilerimin önerdiği
bir başka yerdi, orada tavuklu ve patlıcanlı pide yedim ve özellikle pidenin
hamur kısmını çok beğendim, ince ve çıtırdı. Burada pide yemenizi tavsiye
ederim.
Kaynarpınar
İki gün Mordoğan'da vakit geçirmek bana
yeterli geldi ve Karaburun'a doğru ilerlemeye karar verdim. Mordoğan'dan
çıktıktan 6-7 km kadar sonra Kaynarpınar tabelasını gördüm. Buraya geldiğimde
çok küçük bir sahil ve şirin bir yerleşim yeri ile karşılaştım. Kısa sahili
hemen turladıktan sonra asırlık bir çınar ağacının gölgesinde oturup köy
kahvesinde adaçayımı içtim. Kaynarpınar'da daha fazla kalmak isterseniz hoş
balık restoranları ve küçük pansiyonlar da var.
Boyabağı
Tekrar Karaburun'a doğru yola devam
ettiğimde sağ tarafımda Boyabağı tabelasını gördüm, buradan girdiğimde biraz
bozuk bir toprak yol vardı, o yüzden çok fazla ilerleyemedim ama muhteşem
güzellikte bir manzara ile karşılaştım. Denizin rengi beni büyüledi... Bir de
kayalıkların üzerinde kamp yapanlara özenmedim değil.
Kösedere- İnecik- Eğlenhoca
Karaburun'un en büyük köylerinden olan
Kösedere, sahilde değil iç kısımda yer alan bir dağ köyü. Pek çok köy gibi
burada da köy meydanında tarihi bir cami ve köy kahvesi bulunmakta, etrafında
ise köye ait ürünleri satan tezgâhlar var. Kösedere ve Eğlenhoca köylerinin
arasında bulunan İnecik ise muhteşem bir deniz manzarasına sahip. Açıkçası
insan bu köyün manzarasını gördükten sonra yaşadığı yere dönmek istemiyor. Eğlenhoca,
Karaburun’un en büyük ve en eski köylerinden bir tanesi ve görülmesi gereken
bir yer.
Ambarseki
Karaburun'a çok yaklaşmıştım ki bu kez de
sol tarafımda Ambarseki köyünün tabelası gözüme çarptı. Burada bulunan ve daha
önce methini duyduğum Melisa Kır Kahvesi'nde biraz mola verdim. Öğle
saatlerinde hafif bir şeyler yemek istedim. Burası bir aile işletmesi, sizi çok
samimi karşılıyorlar, sohbet ediyorlar ve mutfakta o an ne varsa tercihinizi
ona göre yapıyorsunuz. Benim kısmetime zeytinyağlı biber dolması ve menemen
çıktı, özellikle yanında köy ekmeği ile birlikte menemenin çok lezzetli
olduğunu belirtmeliyim. Ayrıca bu kır kahvesinin konumu da harika, tepeden
Karaburun'u izliyorsunuz. Yalnız hemen yanı başında da küçük bir mezarlık var,
bu durumdan rahatsız olmazsanız manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
Saip
Ambarseki köyünden hemen sonra ise Saip
köyü karşıma çıktı ve merak edip ilerledim. Burada da Saip Kır Kahvesi'nde bir
kahve molası vermek istedim. Ancak menüye bakıp içecek çeşitlerini görünce
seçmekte epey zorlandım. Bir kısmını tattığım bir kısmının ise sadece adını
duyduğum çeşit çeşit Osmanlı şerbeti vardı menüde. Gelincik, reyhan, zencefil,
gül, kaynar, demirhindi gibi şerbetler... Ben hangisini seçeceğime karar
veremeyince "çeşni tabağı" aldım, böylece likör bardaklarında pek çok
çeşitte şerbet tatma imkanım oldu. Bunlardan en çok beğendiklerim gül, reyhan,
mandalina ve gelincik şerbetleri oldu. Aslında buranın kahvaltısını da çok
merak ettim ve bir dahaki gidişimde denemek üzere not aldım. Daha menüye
bakınca sıra dışı bir kahvaltısı olduğu anlaşılıyor, buranın işletmecisi Nihal
Hanım aklınıza gelebilecek hemen hemen her meyve, hatta çiçek ve bitkiden reçel
hazırlamış. Kendisi yaklaşık 70 adet reçel yaptığından bahsetti, birkaç
tanesini saymak gerekirse nergis, kekik, karabaş otu, hayıt, adaçayı, nergis,
erguvan, havuç, domates, enginar... Bunları kahvaltıda tattığınız gibi
isterseniz satın alabiliyorsunuz da. Şerbetleri içtim ama aklım kahvede kaldı,
Nihal Hanım ve eşi ile reçeller ve şerbetler üzerine sohbet ederken bir de
kahve içtim. Kahve sunumları gerçekten işletme sahiplerinin zarafetini
yansıtacak şekildeydi. Kahvenizin yanında alışılageldiği gibi su ve lokumun
yanı sıra bir de şerbet geliyor, kahve fincanınızın yanında ise minik bir nazar
boncuğu hediyesi, bu da tabii ki sunuma bir fark katıyor.
İskele Caddesi
Burada çoğunlukla sahil boyunca sıralanmış
balık restoranları ve cafeler var. Ama çok küçük bir cadde, hemen bir ucundan
diğerine geliveriyorsunuz. Number One, İskele Restoran, Yakamoz, Giritli Rum
Meyhanesi cadde üzerinde öne çıkan mekanlar arasında.
Bodrum Koyu
Uzun bir sahil şeridi bulunan Bodrum koyunda bir dalış merkezi bulunmakta, altını keşfetmek isteyenler için ilgi çekici bir aktivite olabilir.
Uzun bir sahil şeridi bulunan Bodrum koyunda bir dalış merkezi bulunmakta, altını keşfetmek isteyenler için ilgi çekici bir aktivite olabilir.
Mimoza Koyu
Karaburun’un en güzel koylarından olan Mimoza sahilinde bulunan hoş mekanlarda güzel vakit geçirebilirsiniz.
Karaburun’un en güzel koylarından olan Mimoza sahilinde bulunan hoş mekanlarda güzel vakit geçirebilirsiniz.
İncirlikoy
Bence Karaburun’un en güzel koyu, yaz için gidilecek yerler listesine eklenmeli.
Bence Karaburun’un en güzel koyu, yaz için gidilecek yerler listesine eklenmeli.
Akvaryum Koyu
Mimoza ile İncirlikoy arasında yer alan bu koy ve burada bulunan Nergis Otel sakin ve huzurlu bir tatil için ideal görünüyor.
Mimoza ile İncirlikoy arasında yer alan bu koy ve burada bulunan Nergis Otel sakin ve huzurlu bir tatil için ideal görünüyor.
Karaburun’un
Köyleri
Karaburun merkezden çıkıp yarımadanın
etrafını dolaşmaya başladığınızda kimisi sahil şeridinde kimisi iç kısımlarda
yer alan pek çok köy karşınıza çıkıyor. Ben bir tam gün ayırarak neredeyse bu
köylerin tamamını dolaştım. Bazılarına girmesem de olurmuş bazıları ise
görülmeye değer manzaralar çıkardı karşıma. Yeni kurulan köyler daha çok sahil
şeridinde yer alırken eski köyler sahilden görülmeyecek yamaçlarda kurulmuş.
Bunun sebebi denizden gelebilecek korsan saldırılarına karşı köyleri
korumakmış. Bu köylerde dikkatimi çeken bir başka özellik ise çok az ev olması,
dışarda çok az insan görmemdi, hatta köy mezarları bile küçücüktü. Gerek
mübadele gerekse ekonomik sebeplerle yapılan göçler nüfusun bir hayli
azalmasına sebep olmuş.
Merkezden yola çıktığınızda Bozköy,
Tepeboz, Haseki, Sarpıncık, Parlak, Salman, Küçükbahçe ve Yaylaköy’den bir
daire çizip tekrar merkeze dönebiliyorsunuz, bu sıralamayı tam tersinden de
yapabilirsiniz.
Merkezden Yeni Liman’a doğru giderken
sahil şeridinden içerde yer alan iki köy Bozköy ve Tepeboz. Tepeboz’a bağlı Yeniliman,
yine balıkçıların, kır kahvelerinin olduğu şirin bir yer. Aynı zamanda Karaburun'un
en uzun koyu. Oldukça sakin bir yer, burada gürültüden uzak dalgaların ve
rüzgarın sesini dinleyerek vakit geçirebilirsiniz.
Sarpıncık
Sarpıncık’ı geçtikten sonra Hamzabükü
tabelasından döndüğünüzde 8-10 km kadar ileride Karaburun Feneri ya da
Sarpıncık Feneri olarak anılan deniz feneri karşınıza çıkıyor. Yalnız yolun 3-4
kilometresi bozuk bir toprak yol, bir de tabela olmaması buraya ulaşmak açısından
sıkıntı veriyor. Sazak, eski bir Rum köyüymüş, şu anda sadece yıkık dökük Rum
evleri kalmış. Burası da bence Karaburun’da çok önemli ve görülmesi gereken bir
yer olmasına rağmen tabelası yok ve çok dikkat etmezseniz burayı
kaçırabilirsiniz. Sarpıncık’tan Parlak’a doğru giderken sağ tarafta rüzgar
santralini gösteren bir tabeladan içeri gidip biraz ilerlediğinizde bu eski
köyü net olarak görmeniz ve fotoğraflamanız mümkün.
Parlak
Parlak köyünü geçtikten sonra sağ
tarafınızda Badembükü tabelasını göreceksiniz buraya dönerseniz 5 km ileride
bakir bir koy sizi bekliyor. Bu sakin koy, kamp, mangal gibi zevkleri olanlara
hitap edebilir, burada hiçbir tesis bulunmadığını da belirtelim. Badembüküne
dönmeyip düz devam ederseniz ise karşınıza Salman köyü çıkacak. Salman’dan
Küçükbahçe’ye doğru devam ederken koydaki girinti nedeniyle Denizgiren olarak
adlandırılan mahalde birkaç site ve bir pansiyondan başka pek bir şey yok. Küçükbahçe’den
sonraki yol tamamen ormanlık ve yer yer iniş yer yer tırmanış şeklinde geçiyor,
ayrıca dar ve virajlı, kesinlikle bu yoldan hava kararmadan geçmelisiniz.
Aracınızın camlarını açıp yayla havasını içinize doldurun, yeşilin tonları
dışında çok farklı bir şey görmeyi de ummayın.
Ata'nın
Yeri Yeniliman'da bulunan bir otel ve restoran. Konaklama için standart
odaların yanı sıra bungalov ve karavan seçenekleri de var. Özellikle bungalov
odalar denize sıfır konumuyla huzur verici görünüyor. İnsan burada kendini
dünyanın diğer ucuna gelmiş gibi hissediyor.
Buranın mezeleri ve deniz ürünleri de çok
lezzetli. Kaparili balık ezmesi, deniz ürünlü pazı sarması güzeldi ama asıl
kalamardan bahsetmeliyim. Yediğim en lezzetli kalamarlardan biriydi desem
sanırım abartmış olmam. Balık olarak ise buranın fener balığı meşhur ama o
akşam olmadığından ben dil tava tercih ettim. Üzerine de güzel bir Türk
kahvesi, böyle güzel bir manzarada kahvenin tadı bile daha farklı sanki...
Fiyatları biraz yüksek ama böyle güzel bir ortamda taze ve lezzetli şeyler
yediğinizi düşünürsek buna değiyor.
Nerede kalınır?
Karaburun merkezde ve koylarında büyük
otelle yerine butik oteller, pek çok pansiyon ve apart bulabilirsiniz. Nergis
Otel- Akvaryum Koyu
Mimoza Apart-Mimoza Koyu
Taşada Otel-Mimoza Koyu
Can Pansiyon-Bodrum Koyu
Nergis Otel – Akvaryum Koyu
D&N Pansiyon- Kuyucak
Lipsos Otel Ata'nın Yeri-Yeni Liman
İzmir'in her yeri ayrı güzel. Mordoğan'ı çok severim. Güzel bir yazı olmuş. Zevkle okudum.
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
YanıtlaSil